10 Temmuz 2009 Cuma

Bu Bir Gezi Yazısı Değildir !

Evet bu bildiğiniz türden bir gezi yazısı değil. Uzun süredir kendi içimde çıktığım bir gezinin notları bunlar.. Ben artık hayatımın daha farklı bir anlamı olduğunu keşfettim. Bunu içimde minicik bir kalbin daha atmaya başladığı anda hissettim. O hızlı, aceleci, hayata tutunmaya çalışan kalbin atışlarıyla birlikte ben artık gerçekten bir anlam kazandım. İşte bu gerçek anlam, hayatımın daha öncesinin ne kadar gereksiz amaçlar uğruna geçirildiğinin acı bir göstergesi de aynı zamanda. Oysa bu tür duygulara kapılacağıma, minicik bir varlığın beni bu kadar değiştireceğine asla imkan vermezdim. Böyle şeyleri de fazlasıyla duygusal ve hatta gereksiz vıcık vıcık bir duygu seli olarak görürdüm. Evet değiştim. O minik kalbin atışını duymaya başladığımdan beri; beni, bizi ya da dünyayı henüz anlamadığını bilmeme rağmen her an beni izliyormuş gibi her yaptığıma, söylediğime ve hatta sadece zihnimden geçenlere bile çok dikkat ediyorum. Kendi sağlığım için kılımı bile kıpırdatmazken, sabah kahvaltılarını görmezden gelerek günün her öğününü geçiştirirken, o küçücük varlık beni sağlıklı yaşam kumkuması haline getirdi. :) İçinde minik bebeğimin işine yaramayacak vitamin mineral vs.. barındırmayan yiyecek ve içecekler uzun zamandır hayatımda yoklar. Yeter ki o yani minik oğlum iyi ve sağlıklı olsun diye sevdiğim birçok şeyi yararlı ve sağlıklı olanlarla değiştirdim. Aslında bu belki içgüdüsel bir davranış şeklidir. Ama ben kendimdeki değişimleri gördükçe her gün daha çok şaşırıyorum. Düzenli yemek öğünleri, günlük yürüyüşler, uyku düzenlemeleri vs.. Sadece ve sadece sağlıklı olması için ettiğim dualarla birlikte aldığım onca kiloyu, orda burada çatlak oluşma tehditlerini hiç ama hiç umursamamam da o mini minnacık kalbin; benim akıllı, zeki, yakışıklı, bitanecik oğluşumun eseri :) Ultrason görüntülerin dışında daha karşılamadık seninle. Ama nasıl seviyorum seni ve nasıl özlüyorum ve nasıl merak ediyorum seni bilemezsin. Eminim sen de aylardır bıkıp usanmadan seninle konuşan, hareketlerini takip eden, bazen zırıl zırıl ağlayıp bazen kahkahalar atan, senin için yemek mönüleri oluşturan, yanımıza geldiğinde sana çok iyi bakabilmek için sürekli kitap, internet vs.. karıştırıp duran bu kadını merak ediyorsundur. Canım oğlum benim.. Umarım bizi seversin. Umarım senin için güzel bir hayat hazırlayabiliriz. Yanımıza gelmene sadece 5 gün kaldı. İçimdeki heyecanı kelimelere dökmek zor. Bunu bir tek sen anlarsın başkaları değil. Hastane ortamından ve beyaz önlüklülerden nefret etmeme rağmen sırf seni görebilmek, her şeyin yolunda olup olmadığını öğrenebilmek için doktor randevularını nasıl iple çektiğimi, hatta imkanım olsa doktorun odasının önüne kamp kurmayı bile aklımdan geçirme nedenlerimi bir tek sen anlarsın. 9 aydır her zorluğu birlikte aştık. Tabi bunda babanın da katkısı yok değil :) Bütün kaprislerime büyük bir sabırla katlandı, ikimizin iyi olması için elinden geleni yaptı babacığın. O da seni heyecanla bekliyor oğlum. Biz ikimiz, senin için en güzeli en iyiyi yapmaya çalışacağız. Yapacağımız hatalar için bizi şimdiden affet. Bu acemi anne babaya sen öğreteceksin birçok şeyi. Allah’ım sana uzun, sağlıklı. huzurlu ve mutlu bir ömür versin oğlum. Sen yanımızda oldukça bizi de yaşatacaksın...