15 Mayıs 2009 Cuma

Side Seleukeia








Hamileliğimin son iki ayına girmiş olmam nedeniyle artık uzun yolculuklar yapamıyorum malesef. 60 gün kaldı inanamıyorummm. Herneyse panik yapmam için biraz daha vakit var sanırım :) Hımm ne diyodum.. Evet, Arabayla yapılan uzun yolculuklar beni iyiden iyiye yormaya başladı. Sanırım miniminnacıkk bebişimiz de rahatsız oluyo bu uzun yolculuklardan. Bu yüzden de yeni yerler gezip görme durumlarını rafa kaldırmam gerekiyor. Ve işte yine bu yüzden de önceki yıllarda yaptığımız gezilerin notlarını paylaşıcam artık.. Şimdi Antalya Side ile başlayalım keşif yolculuğuna..

Geçtiğimiz yıl Eylül ayında Side'de yaptığımız tatil sırasında orada kiraladığımız motorla (patlak göz:p) baya bi gezmiştik. Bu sırada Seleukeia Antik Kenti'ni de ziyaret etmiştik.
Kent, Büyük İskender'in haleflerinden Suriye Kralı I. Seleukos Nikator adına kurulmuş olan kentlerden biri. Toros Dağları'nın eteğinde güneyde eğimli bir dağ yerleşimi olarak kurulmuş ve sadece güney doğu yönünden sur duvarlarıyla çevrilmiş. Kalıntıların birçoğu Hellenistik ve Roma dönemlerine ait. En önemlisi kalıntısı Yedi Bilgeler Mozaiği'ymiş. Mozaik; Anaksagoras, Pythagoras, Demosthenes, Lykurgüs, Thukydides ve Salon gibi yedi ünlü düşünürün portlerini içermesiyle çok ayrıcalıklı bir öneme sahipmiş. Ancak Antalya Müzesi'nde sergilenen bu mozaiği biz göremedik.
Kentte yaptığımız yolculuk sırasında Agoranın güney ucundaki yarı daire planlı bir yapı gördük. Buranın meclis binası olduğu düşünülüyormuş. Kentin kuzeyinde bulunan iyi korunmuş küçük yapı ise bir tapınakmış.
Antik kenti gezerken burada yaşayan insanların nasıl yaşadıklarını, ne giyindiklerini, neler yaptıklarını merak etmeden duramıyorsunuz. Orda kaldığımız zaman süresince hayal gücümüzü ve tabi ki tarihi bilgilerimizi kullanarak birçok tahminde bulunduk. Sonra da buradaki insanlara ne olduğunu ve yaşadıkları yeri neden terketmek zorunda kaldığı sorularıyla gezimizi tamamladık.

Daha sonradan yaptığım araştırmalarla antik kentte kendi kendimize sorduğumuz soruların cevaplarını buldum.Kent en parlak devrini Roma imparatorluk döneminde yaşamış.Geç Antik dönemde ise, Toros kabilelerinin baskısı artmış, M.S 4.yüzyılda isauralı baskıncılar kenti yağmalamışlar. 7. yüzyıldan itibaren Seleukeia’nın adı Konstantinopolis Patrikhanesi kayıtlarında geçmiş. 969 yılında da latin Antiocheia Patrikliğine dahil olmuş. Seleukeia, 14.yüzyıl ikinci yarısında Karamanoğulları’na geçmiş ve 1471 de Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmış.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder